ÖGYM Kişisel Gelişim Merkezi 2001 yılında İzmir’in Alsancak semtinde çalışmalarına başladı. Kişisel gelişim eğitimleri ile öğrencilerin hedeflerine ulaşmasında etkin bir rol almıştır. 2008 yılından itibaren Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’abu sistemi taşıdık. ÖGYM Koçluk şu an itibariyle İstanbul’un üç önemli bölgesinde (Kadıköy,Beşiktaş ve Bakırköy)çalışmalarını sürdürmektedir
ÖGYM Koçluk olarak uzun vadeli amaçlarımızdan en önemlisi kişisel markalar yaratmaktır. Bu nedenle amacımız sadece sınav başarıları değildir;öğrencilerin gelecekte özgüveni yüksek ve analitik düşünme becerisine sahip bireyler olarak hayatın içinde yer almalarıdır.
Yarış atı gibi yetiştirilen öğrenciler, durumu gereği ben merkezci olmalarına ve hayatın merkezine sınavları almalarına neden olmaktadır. Öğrencinin gözünde sınav araç olmaktan çıkıp amaç olmaya başladığında ciddi sorunlar baş göstermektedir. Sınav odaklı eğitim öncelikle bireyler arası ilişkileri olumsuz yönde etkilerken, öğrencilerin kişisel ve psikolojik gelişimi önemli derecede etkilemektedir. Sosyal yaşamdan uzak kalan ve bu dönemde kimlik oluşturma çabasında olan ergenler kendilerini baskı altında hissederek sağlıklı bir kimlik oluşturmadan mahrum kalırlar bu da kişilik gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Öğrencilerin sürekli olarak sınava tabi tutulması, öğrencilerin sınava yönelik bakış açısını ve algısını değiştirmektedir. Bilgi işlendiği ve kullanıldığı derece anlamlı ve kalıcı olur aksi takdirde buharlaşıp gider. Sınava odaklı eğitimde bilgi, kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçmekte zorluklar yaşar. Üst üste yığılan bilgiler kullanılmayınca öğrenme istenildiği gibi gerçekleşmez. Sınav odaklı eğitimde yaratıcılık ve eleştirel düşünme engellenir bu durum, merak güdülerini ve bilgiye ulaşma heyecanını köreltir. Bilgiye ulaşmada merak ve heves körelince ezbercilik ve tek tip düşünme yaygınlaşır. Küçük yaşlardan beri sürekli sınavlara giren ve sınav sonucuna göre başarılı olduğu değerlendirilen bireylerde özgüven eksikliği, kaygı bozuklukları ve depresyona girme olasılıkları daha yüksektir.
Eski tip sınav sistemleri sorun çözmeyi değil soru çözmeyi amaçladığından analitik düşünme becerisi olmayan ve ezbere dayalı bir öğrenme tekniğinin oluşmasına neden oluyor.
Ezberci eğitim sistemi: Beyni kopyala yapıştır mantığı ile kullanan, bilgiyi sorgulayıp, geliştirip yeni bir ürüne dönüştürmeyen hazırcı mantalite doğal olarak kaynaklara yönelmiyor, düşünce gücünü beslemiyor. Beyinden de daha fazlasını istemiyor. Oysa beyin yeraltı madenlerinden bile daha değerli.
Yalçın SOYUBOL